İman ve salih amel birbirinden ayrılamaz
İman insanın içine işlerse, tesirleri insan amellerinde de görülür. Şöyleki insan eylemi doğru ve saf hale gelir. İnsan vücudunda iman, çevresini ve içindekileri aydınlatan bir fener gibidir. İnsanda iman teşekkül ettiğinde, onun yansıması insan gözü, kulağı, dili, aklı, el ve ayaklarında görülür.
İman bir kök gibidir ve salih ameller onun meyvesidir. Meyvenin tatlı olması kökün sağlıklı olmasındandır ve sağlıklı bir kökte tatlı ve faydalı meyveler yetişir.
Bu tür insanlar Allah tarafından kabul edilebilir. Hem içsel hem de dış görünüş olarak uygun ve temiz davranan insanlar. Allah bu tür insanların Allah’ın yeryüzündeki halefleri olacağını vaat etti. Bu konu Nûr suresi 55. ayetinde şöyle zikredilmektedir: "Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir."
Elbette Allah'ın müminlere güzel vaatleri sadece yeryüzü ve maddi dünya için değildir, Allah onlara ahirette de uygun ve güzel bir yer düşünmüştür. Bu vaat, Talâk Suresi'nin 11. ayeti (İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah, gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir) de dahil olmak üzere Kur’an'ın çeşitli ayetlerinde belirtilmiştir.
İnkar edenler bazen salih amellerde bulunabilirler ama kalıcı olmayacakları kesindir. Salih amelleri garanti eden, insan varlığının derinliklerinde kök salmış ve bundan sorumlu tutulmuş bir imandır.
En çok konuşulan başlıklar 