Yaratılışın sırrı ve şifreleri

Evrende insan vücudundan en uzak yıldızlara kadar Allah’ı tanımak için sayısız işaret vardır. Ancak onları tek başına gözlemlemek Allah’ı tanımak için yeterli değildir.

Kâinat içinde yegâne şuurlu varlık olarak gözlenen insan, kendi varlığı ile birlikte aşkın bir yaratıcının varlığını da benliğinin derinliklerinde hisseder. Fizyolojik ve psikolojik yapısı itibariyle iç içe birçok sistemden oluştuğunu, içinde yaşadığı tabiatın da olağan üstü bir âhenk ve düzen taşıdığını farkeden insan aşkın yaratıcının bu eserleri karşısında hayranlığını gizleyemez

Yunus suresinin 5. ayetini okuyoruz:” Güneşi aydınlatıcı, ayı ise aydınlık yapan, yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye ona menziller belirleyen O’dur. Allah bütün bunları hikmet ve fayda esasına göre yarattı. Bilme kabiliyetinde olanlar için de âyetlerini detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor.”

Allah'ın evreni yaratmasında her insanın kavrayamayacağı bir amaç, hikmet ve sırlar vardır. Gerçeğe susamış olanlar,yaratılış dünyasının sırlarını anlama gücüne sahiptir ve  evrendeki en küçük parçacıkları bile ilginç ve karmaşık bulurlar. Ancak bilgi için susuzluk da tek başına yeterli değildir.

 İnsan, kendinden başlamak üzere bütün tabiatta hüküm süren düzeni dikkatle incelemeli ve gönülden bağlı olduğu, fakat duyularıyla doğrudan idrak edemediği yaratıcının özelliklerini (sıfatlar) bulmaya çalışmalıdır. 

Yunus suresi, 6. Ayeti: “Geceyle gündüzün farklı olmasında, Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı bunca varlıkta, O’na saygısızlıktan sakınanlar için büyük işaretler vardır.”

Yaratılış dünyasının sırlarını anlamak, takva ve nefsine hakim olmayı gerektirir. Güneş, ay ve yıldızlar hakkında yıllarca araştırma yaparak, onlar hakkında birçok bilgi edinilebilir, hatta hakikate ulaşmadan başkalarına öğretilebilir. Evrendeki hakikate ulaşmak, onları tüm şaşırtıcı özellikleriyle, Yaradan'a ulaşmaya ve varlığın Rabbini tanımak için bir köprü ve araç olarak görmektir.

İnsan hakikati aramaya ve hakikatin kaynağına ulaşmaya çabalar, kendisini dünya ve yaratıcısına karşı uyanık ve bilinçlendirmeye teşvik eden, temiz saf kalbidir.

Ama her insan bu bilince ulaşacak yeteneğe sahip değildir, bu yüzden birçok insan yerde ve gökte bir çok harikalar görse de yanından kayıtsızca geçerler ya da gelip geçici bir heyecana kapılırlar.

Bunlar, meselelere derin bir bakış açısına sahip olmayan, günlük hayatla ve dünya zevkleriyle o kadar meşguldürler ki, bütün şaşırtıcı  harikulade şeylerden habersizdirler. Kur’an bu insanlar hakkında şöyle der:

Yunus suresi, 7. ayeti: “Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile âyetlerimizden gafil olanlar var ya; işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.”

3966789