Rûm suresi Mekke döneminde inmiştir. 60 ayettir. Sure, adını ikinci ayette geçen “erRûm” kelimesinden almıştır. Mushaftaki sıralamada otuzuncu, iniş sırasına göre seksen dördüncü suredir.
Roma, Avrupa ve Küçük Asya'da (Türkiye ve Anadolu) bulunan ve Roma Cumhuriyeti, Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) elinde bulunan eski bir toprak uygarlığını ifade eder.
Herakleios (MS 575-641) İslam Peygamberi’nin (s.a.v.) tüm peygamberliği boyunca Bizans’ın tek kralıydı ve Kur’an’da bahsi geçen savaşlar onun döneminde gerçekleşti.
O dönemde İranlılar çok sayıda zafer kazanmış üstün güçtü. Kur’an’da Bizans’ın yenilgisinden bahseder ancak yakında kazanacağını da haber verir.
Bir süre sonra Bizans üstünlük kazandı ve nihayet Miladi 627’de (6. Hicri) Bizans ordusu ‘Ninova Savaşı’nda Sasanileri mağlup etti ve Kur’an-ı Kerim’in öngörüsü gerçekleşti.
Bu öngörü, Roma’nın dinî bir hükümet olmasına rağmen o dönemde İranlıların dini bir toplum olmaması yüzünden müşriklerin dinî bir toplum ve devlet kurmaya çalışan Müslümanlarla ve Kur’an-ı Kerim’le alay etmelerinden kaynaklanmaktadır.
Allah, bu misal ve öngörüyü anlatarak, müminlere Allah’ın kesin vaadini ve yardımını işaret etmiştir.
Bu surenin meşhur ayetlerinden biri, ilâhî tabiatı ve insanın yaratılış şeklini ele alan, insanın Allah’a ve dine olan meylini tabii ve içten gelen bir şey olarak kabul eden fıtrat âyetidir.
Yaratılış yasalarının ve ilâhî geleneklerin bir kısmına değinilmiştir. Örneğin insan türünün devamı için gerekli olan evlilik müessesesinin temel ilkelerinin maddî ve ruhî tatmin, sevgi ve merhamet olduğu ifade edilir , gece ve gündüz arasındaki fark, diller ve renkler, yağan yağmur ve ölü toprağın dirilişi, gökyüzünün ve yeryüzünün insan için insanında Allah’a kul olmak için yaratıldığı anlatılır ve açıklanır. Faizin yasaklanması, ihtiyaç sahiplerine karşılıksız yardım gibi bazı ehkam konularından da bahsedilir.